Burçlar, Deneyimler ve Ahu

Part 1

Başak

Lise bire başlar başlamaz bir arkadaş edindim. Bana, ablama ve tanıdığım bir kaç kadına hiç benzemeyen Ahu... İstediğini istediği gibi söyleyebilen Ahu.. Baktıkça güzelliğinin nereden geldiğini çözemediğim ve neden sınıfta ki erkeklere bu kadar çekici geldiğini anlayamadığım arkadaşım.

Hayat on beş yaşında ne kadar iyi olabilecekse o kadar iyiydi.. Ta ki Ahu başka bir sıraya oturup elime bir mektup sıkıştırıncaya kadar...

Yüzünde yatağa çapraz yatabildigi için sevinen Sertap Erener gülümsesi ile yüzüme bakmıyordu Ahu..

Mektubu açtım, kelimeleri değil ama anlamlarını bugün bile hatırlarım.. 'durmadan kendisine karıştığım ve her şeyini eleştirdiğim ve hatta adına karar vermek istediğim' için benden ayrılıyordu Ahu. En yakın arkadaşım olma sıfatını, bunu isteyecek her hangi birine devretmeye çoktan hazır, beni terk ediyordu.

İşte o an, benim başak burcu özelliklerimle yüzleştiğim o andır. Ahu'nun özgür ikizler ruhunu hırpaladığımı anlayıp, bunu tabi ki burçlara bağlamayıp, değiştirmeden sevmeyi öğrenmeye başladığım ilk andır.

Ahu'nun ne derece haklı olduğunu anlayıp, bunu anladığımı sözlerle değil davranışlarımla göstermeye karar verdiğim ve olgunlaştığım ilk andır.

Yıllar yıllar icinde aldığım bu dersi unutup, ama sen hiç başak gibi değilsin denildiğinde gülümseme nedenim o andır.

Eleştirirken öldürmemeyi ve hatta eleştirmek için görmeyi bıraktığım o andır.

Titizliği bırakmasam iyiydi.. Çalışkanlığı birakmadigim daha iyi oldu..

Kendimi hep basagin iyi yönlerini alip karanlık taraflarını bırakmış bir azize gibi hissettim.

Kendimi ve dünyayı ne derece kandırdığımi yıllar içinde görecektim.

To be continue:)